🎃 Lanet Okumak Ile Ilgili Ayetler

Şahitlik, Şahitlik etmek ile ilgili Kuran-ı Kerim'de bulunan ayetler, Şahitlik hakkında ayetler ve açıklamaları. 2/140,282,283 Bakara 140- Yoksa siz, İbrahim, İsmail, Yakub ve esbatın yahudi veya hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: "Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allah tarafından kendilerine (bildirilmiş) bir şahitliği gizleyenden daha zalim kim Yücekitabımız Kuranı Kerim'de Sözünde durmak ve yeminini yerine getirmek ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim'de geçen Sözünde durmak ve yeminini yerine getirmek ile ilgili ayetler. 17/34. Yetim malına, (büyüyüp) olgunlaşıncaya kadar, ancak en güzel şekilde yaklaşın. Antlaşmayı yerine getirin. Çünkü verilen söz(den dolayı), hesap Mümin Suresi, 52. ayet: Zalimlere kendi mazeretlerinin hiçbir yarar sağlamayacağı gün; lanet de onlarındır, yurdun en kötüsü de. Muhammed Suresi, 23. ayet: İşte bunlar; Allah onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir. Fetih Suresi, 6. ayet: Bir de; kötü bir zan AYETİ KERİMELERDEN! LÂNET OKUMAK İLE İLGİLİ AYETLER! Bismillahirrahmanirrahim. (Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla) 1- "Biliniz ki Allah'ın lâneti zâlimler üzerinedir." (Hûd sûresi, 18) 2- Okumak ile ilgili deyimler. Adı bile oku nmamak; birine veya bir şeye hiç önem verilmemek. Bela oku mak; birine ilenmek. Bildiğini. oku. mak; herkes ne derse desin bildiği, istediği gibi davranmak: “Efendiden gizli yine herkes bildiğini oku yordu.”. - H. R. Gürpınar. (bir şeye) Fatiha oku mak; o şeyden umudunu kesmek. Cübbeli Ahmet Hoca sözlerini şöyle tamamladı: Yezid ile ilgili isim vererek lanet okumak da caiz değil. Ama şunu dersin, "Hazreti Hüseyin Efendimizin Ehl-i Beyt büyüklerimizin kanında zerre kadar iştiraki olan, onların şehit edilmesinde zerre kadar gönlünde hoşnutluk bulunan kimselere Allah lanet etsin." Amin. Bak, amin diyorum. Okumakİle İlgili Sözler Okumakla İlgili Söylenmiş En Güzel Anlamlı Sözler, Resimli Özlü Sözler. Yüce dinimiz İslam, bilime, bilgiye, eğitime, ilme çok önem vermiştir. hkLtI. Kul/Kulluk TanımıKul kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle;1. isim Tanrı’ya göre insan; “Kul ile Tanrı’nın arasına girilmez.” 2. tarih Köle; “Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı.” – H. E. Adıvar 3. tarih KaravaşKulluk kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle; Sponsorlu Bağlantılar 1. isim Kul olma durumu, kölelik, ubudiyet; “Kulluk bakımından da o kimseden daha âciz ve itaatlisi olamaz.” – N. F. Kısakürek 2. Kulun yaptığı iş 3. tarih KarakolKur’an-ı Kerim’de Kul/Kulluk Hakkındaki Ayetler Hangileri?NOT AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN Sûresi 21. Ayet; Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin ki, Allah’a karşı gelmekten Sûresi 23. Ayet; Eğer kulumuza Muhammed’e indirdiğimiz Kur’an hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağırın ve bunu ispat edin.Bakara Sûresi 83. Ayet; Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden Sûresi 90. Ayet; Karşılığında nefislerini sattıkları şeyi kıskançlıkları sebebiyle Allah’ın, kullarından dilediğine lütfuyla indirdiği vahyi inkar etmeleri ne kötüdür! Bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. İnkâr edenlere alçaltıcı bir azap Sûresi 138. Ayet; “Biz Allah’ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz” deyin. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 156. Ayet; Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz her şeyimizle Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” Sûresi 172. Ayet; Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a Sûresi 186. Ayet; Kullarım, beni senden sorarlarsa, bilsinler ki, gerçekten ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman Sûresi 207. Ayet; İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 235. Ayet; Vefat iddeti beklemekte olan kadınlara kendileri ile evlenmek istediğinizi üstü kapalı olarak anlatmanızda veya bu isteğinizi içinizde saklamanızda sizin için bir günah yoktur. Allah biliyor ki siz onlara bunu er geç mutlaka söyleyeceksiniz. Meşru sözler söylemeniz dışında sakın onlarla gizliden gizliye buluşma yönünde sözleşmeyin. Bekleme müddeti bitinceye kadar da nikah yapmaya kalkışmayın. Şunu da bilin ki Allah içinizden geçeni hakkıyla bilir. Onun için Allah’a karşı gelmekten sakının ve yine şunu da bilin ki Allah gerçekten çok bağışlayandır, halimdir. Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.Bakara Sûresi 256. Ayet; Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 15. Ayet; De ki “Size, onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır.” Allah, kullarını hakkıyla İmrân Sûresi 20. Ayet; Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki “Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki “Siz de İslâm’ı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâm’a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah kullarını hakkıyla İmrân Sûresi 30. Ayet; Herkesin yaptığı iyiliği ve yaptığı kötülüğü hazır bulacağı günde kişi, kötülükleri ile kendi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister. Yine Allah sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Allah kullarını çok İmrân Sûresi 64. Ayet; De ki “Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin Yalnız Allah’a ibadet edelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilah edinmesin.” Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki “Şahit olun, biz müslümanlarız.” Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 79. Ayet; Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü hikmeti ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” demesi düşünülemez. Fakat şöyle öğüt verir “Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler Allah’ın istediği örnek ve dindar kullar olun.”Âl-i İmrân Sûresi 182. Ayet; “Bu, kendi ellerinizin önceden yapıp gönderdiklerinin karşılığıdır.” Allah, kullara asla zulmedici Sûresi 12. Ayet; Eğer çocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bu paylaştırma, ölen karılarınızın yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borçlarının ödenmesinden sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Eğer çocuğunuz varsa bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Yine bu paylaştırma yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır. Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa ona altıda bir düşer. Eğer kardeşler birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. Bu paylaştırma varislere zarar vermeksizin yapılan vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır. Bütün bunlar Allah’ın emridir. Allah hakkıyla bilendir, halimdir hemen cezalandırmaz, mühlet verir.Nisâ Sûresi 118. Ayet; Allah o şeytana lânet etti ve o da, “Andolsun ki senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım” dedi. Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 172. Ayet; Mesih de, Allah’a yakın melekler de, Allah’a kul olmaktan asla çekinmezler. Kim Allah’a kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki, O, onların hepsini huzuruna Sûresi 101. Ayet; Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. Halbuki Allah onları bağışlamıştır. Allah çok bağışlayandır, halimdir hemen cezalandırmaz, mühlet verir.Mâide Sûresi 117. Ayet; “Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyi söyledim Benim de Rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah’a kulluk edin dedim. Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit idim. Ama beni içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeye hakkıyla şahitsin.”Mâide Sûresi 118. Ayet; “Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.” Sponsorlu Bağlantılar En’âm Sûresi 18. Ayet; O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla Sûresi 61. Ayet; O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit görevli elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur Sûresi 88. Ayet; İşte bu, Allah’ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir. Eğer onlar da Allah’a ortak koşsalardı bütün yaptıkları boşa Sûresi 102. Ayet; İşte sizin Rabbiniz Allah. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin. O her şeye vekil her şeyi yöneten, görüp gözetendir. Sponsorlu Bağlantılar En’âm Sûresi 128. Ayet; Onların hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir “Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız.” Onların insanlardan olan dostları, “Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık” diyecekler. Allah da diyecek ki “Allah’ın diledikleri affettikleri hariç, içinde ebedi kalmak üzere duracağınız yer ateştir.” Ey Muhammed! Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla Sûresi 32. Ayet; De ki “Allah’ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?” De ki “Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.”A’râf Sûresi 59. Ayet; Andolsun, Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Şüphesiz ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum” Sûresi 65. Ayet; Âd kavmine de kardeşleri Hûd’u peygamber olarak gönderdik. Onlara, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” dedi. Sponsorlu Bağlantılar A’râf Sûresi 70. Ayet; Onlar, “Sen bize tek Allah’a ibadet edelim, atalarımızın ibadet edegeldiklerini bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bizi tehdit ettiğin azabı bize getir” Sûresi 73. Ayet; Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i Peygamber olarak gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka bir ilah yoktur. Gerçekten size Rabbinizden benim peygamber olduğumu gösterecek açık bir delil geldi. İşte size bir mucize olarak Allah’ın şu devesi… Bırakın onu da Allah’ın mülkünde yesin, içsin. Sakın ona bir kötülük etmeyin. Yoksa sizi elem dolu bir azap yakalar.” Sponsorlu Bağlantılar A’râf Sûresi 85. Ayet; Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı peygamber olarak gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır.”A’râf Sûresi 128. Ayet; Mûsâ kavmine, “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah’ındır. Ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır” Sûresi 194. Ayet; Allah’ı bırakıp tapındıklarınızın hepsi sizin gibiyaratılmış kullardır. Eğer doğru söyleyenler iseniz haydi hemen onları çağırın da size cevap versinler duanıza icabet etsinler.Enfâl Sûresi 41. Ayet; Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, yani iki ordunun Bedir’de karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız bunu böyle bilin. Allah her şeye hakkıyla gücü Sûresi 51. Ayet; Ey kafirler! Bu, sizin ellerinizin önceden yaptığının karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına zulmedici Sûresi 104. Ayet; Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve sadakaları alanın Allah olduğunu; tövbeyi çok kabul edenin, çok merhametli olanın Allah olduğunu bilmediler mi?Yûnus Sûresi 3. Ayet; Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde altı evrede yaratan, sonra da Arş’a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah’tır. O’nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte o, Rabbiniz Allah’tır. O halde O’na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?Yûnus Sûresi 18. Ayet; Allah’ı bırakıp, kendilerine ne zarar, ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve “İşte bunlar Allah katında bizim şefaatçılarımızdır” diyorlar. De ki “Siz, Allah’a göklerde ve yerde onun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz!? O, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.”Yûnus Sûresi 107. Ayet; Eğer Allah sana herhangi bir zarar verecek olursa, bil ki onu, O’ndan başka giderebilecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet Sûresi 26. Ayet; “Allah’tan başkasına ibadet ve kulluk etmeyin. Doğrusu ben sizin adınıza elem dolu bir günün azabından korkuyorum.”Hûd Sûresi 123. Ayet; Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah’a mahsustur. Bütün işler ona döndürülür. Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz Sûresi 24. Ayet; Andolsun kadın ona göz koyup istek duymuştu. Eğer Rabbinin delilini görmemiş olsaydı Yûsuf da ona istek duyacaktı. Biz ondan kötülüğü ve fuhşu uzaklaştırmak için işte böyle yaptık. Çünkü o, ihlâsa erdirilmiş Sûresi 40. Ayet; “Siz Allah’ı bırakıp; sadece sizin ve atalarınızın taktığı bir takım isimlere düzmece ilahlara tapıyorsunuz. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah’a aittir. O, kendisinden başka hiçbir şeye tapmamanızı emretmiştir. İşte en doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.”Ra’d Sûresi 36. Ayet; Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilen Kur’an ile sevinirler. Fakat senin aleyhinde olan gruplardan onun bir kısmını inkar edenler de vardır. De ki “Ben ancak Allah’a kulluk etmek ve O’na ortak koşmamakla emrolundum. Ben yalnız O’na çağırıyorum ve dönüşüm de yalnız O’nadır.”İbrâhîm Sûresi 11. Ayet; Peygamberleri onlara dedi ki “Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah kullarından dilediğine peygamberlik nimetini bahşeder. Allah’ın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”İbrâhîm Sûresi 31. Ayet; İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan Sûresi 35. Ayet; Hani İbrahim demişti ki “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.”Hicr Sûresi 39/40. Ayetler; İblis, “Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım” Sûresi 41/42. Ayetler; Allah, “İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin yoktur” Sûresi 49/50. Ayetler; Ey Muhammed! Kullarıma, benim elbette çok bağışlayıcı, çok merhametli olduğumu, azabımın da elem dolu azap olduğunu haber Sûresi 2. Ayet; Allah, “Benden başka ilah yoktur. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının” diye insanları uyarmaları için emrini içeren vahiy ile melekleri kullarından dilediğine Sûresi 35. Ayet; Allah’a ortak koşanlar dediler ki “Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız O’ndan başka hiçbir şeye tapmazdık, O’nun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Kendilerinden öncekiler de böyle yapmıştı. Peygamberlere düşen sadece apaçık bir Sûresi 36. Ayet; Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti, onlardan kimine de kendi iradeleri sebebiyle sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu Sûresi 52. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İtaat de daima O’na olmalıdır. Öyle iken siz Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?Nahl Sûresi 114. Ayet; Artık Allah’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Eğer yalnız ona ibadet ediyorsanız, Allah’ın nimetine Sûresi 1. Ayet; Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Muhammed’i bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla Sûresi 3. Ayet; Ey kendilerini Nûh ile birlikte gemide taşıdığımız kimselerin çocukları! Gerçek şu ki, o çok şükreden bir Sûresi 5. Ayet; Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince sizi cezalandırmak için üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va’d Sûresi 7. Ayet; İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide Beyt-i Makdis’e girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.İsrâ Sûresi 17. Ayet; Nûh’tan sonra da nice nesilleri helak ettik. Kullarının günahlarını hakkıyla bilici ve görücü olarak Rabbin Sûresi 23. Ayet; Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz Sûresi 30. Ayet; Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve dilediğine kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları Sûresi 53. Ayet; Kullarıma söyle İnsanlara karşı en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan insanın apaçık bir Sûresi 65. Ayet; “Şüphesiz, gerçek kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter!”İsrâ Sûresi 96. Ayet; De ki “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir.”Kehf Sûresi 1. Ayet; Hamd, kuluna Kitab’ı Kur’an’ı indiren ve onda hiçbir eğrilik yapmayan Allah’a Sûresi 65. Ayet; Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim Sûresi 102. Ayet; İnkar edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere konak olarak Sûresi 2. Ayet; Bu, Rabbinin, Zekeriya kuluna olan merhametinin Sûresi 30. Ayet; Bebek şöyle konuştu “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı İncil’i verdi ve beni bir peygamber yaptı.”Meryem Sûresi 36. Ayet; Şüphesiz, Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse yalnız O’na kulluk edin. Bu, dosdoğru bir Sûresi 44. Ayet; “Babacığım! Şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmân’a isyankâr olmuştur.”Meryem Sûresi 60/61. Ayetler; Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz onun va’di kesinlikle Sûresi 63. Ayet; İşte bu, kullarımızdan Allah’a karşı gelmekten sakınanlara miras kılacağımız Sûresi 93. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki herkes Rahman’a kul olarak Sûresi 77. Ayet; Firavun’un imana yanaşmaması üzerine Mûsâ’ya, “Kullarımı İsrailoğullarını geceleyin Mısır’dan yürütüp çıkar. Yakalanmaktan korkmaksızın, endişe etmeksizin onlara denizde kuru bir yol aç” diye Sûresi 26. Ayet; Böyle iken “Rahmân çocuk edindi” dediler. O böyle şeylerden uzaktır, yücedir. Hayır, evlat diye niteledikleri o melekler ikrama erdirilmiş Sûresi 105. Ayet; Andolsun, Zikir’den Tevrat’tan sonra Zebûr’da da, “Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır” diye Sûresi 106. Ayet; Şüphesiz bunda Allah’a kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj Sûresi 10. Ayet; Ona, “İşte bu kendi ellerinin önceden işledikleri yüzündendir. Allah kesinlikle kullara zulmedici değildir” denir.Mü’minûn Sûresi 23. Ayet; Andolsun biz, Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yoktur. Allah’a karşı gelmekten hâlâ sakınmaz mısınız?” Sûresi 17. Ayet; Rabbinin, onları ve Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyleri bir araya getireceği ve taptıklarına, “Siz mi saptırdınız benim şu kullarımı, yoksa onlar kendileri mi yoldan saptılar” diyeceği günü Sûresi 58. Ayet; Sen, o ölümsüz ve daima diri olana Allah’a tevekkül et. O’nu her türlü övgüyle yücelterek tesbih et. Kullarının günahlarından hakkıyla haberdar olarak O yeter!Furkân Sûresi 63. Ayet; Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der geçer Sûresi 52. Ayet; Biz Mûsâ’ya, “Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz” diye Sûresi 70. Ayet; Hani o babasına ve kavmine, “Neye tapıyorsunuz?” Sûresi 15. Ayet; Andolsun! Biz Dâvûd’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar, “Hamd, bizi mü’min kullarının bir çoğundan üstün kılan Allah’a mahsustur” Sûresi 19. Ayet; Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki “Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!”Neml Sûresi 45. Ayet; Andolsun biz, “Allah’a kulluk edin” diye uyarması için Semûd kavmine, kardeşleri Salih’i peygamber olarak göndermiştik. Bir de ne görsün, onlar birbiriyle çekişen iki grup Sûresi 59. Ayet; Ey Muhammed! De ki “Hamd Allah’a mahsustur. Selam onun seçtiği kullarına.” Allah mı daha hayırlıdır yoksa onların ortak koştukları mı?Kasas Sûresi 82. Ayet; Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, “Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve dilediğine kısarmış. Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak” demeye Sûresi 16. Ayet; İbrahim’i de peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti “Allah’a kulluk edin, O’na karşı gelmekten sakının. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.”Ankebût Sûresi 17. Ayet; Siz Allah’ı bırakarak ancak putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Allah’ı bırakarak taptıklarınızın size hiçbir rızık vermeye güçleri yetmez. Öyle ise rızkı Allah’ın katında arayın. O’na kulluk edin ve O’na şükredin. Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz.”Ankebût Sûresi 36. Ayet; Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı peygamber olarak gönderdik. Şuayb, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Ahiret gününe ümit besleyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın” Sûresi 56. Ayet; Ey iman eden kullarım! Şüphesiz ki benim arzım yeryüzü geniştir. O halde ancak bana kulluk Sûresi 62. Ayet; Allah kullarından dilediğine bol verir ve dilediğine kısar. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla Sûresi 48. Ayet; Allah rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah onları dilediği gibi, bazen yayar ve bazen yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın Sûresi 9. Ayet; Onlar, önlerindeki ve arkalarındaki kendilerini dört bir yandan kuşatan göğe ve yere bakmadılar mı? Eğer dilersek onları yere geçirir veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Bunda, Rabbine yönelen her kul için bir ibret Sûresi 13. Ayet; Cinler Süleyman için dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı. Ey Davûd ailesi şükredin! Kullarımdan şükredenler pek Sûresi 27. Ayet; De ki “Allah’a ortak tuttuklarınızı bana gösterin! Hayır! Hiçbir şey Allah’a ortak olamaz. Aksine O, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah’tır.”Sebe’ Sûresi 39. Ayet; De ki “Şüphesiz, Rabbim rızkı kullarından dilediğine bol bol verir ve dilediğine kısar. Allah yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerine başkasını verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.”Fâtır Sûresi 28. Ayet; İnsanlardan, yeryüzünde hareket eden diğer canlılardan ve hayvanlardan yine böyle çeşitli renklerde olanlar vardır. Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, çok Sûresi 32. Ayet; Sonra biz o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere Muhammed’in ümmetine miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allah’ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük Sûresi 45. Ayet; Eğer Allah insanları, kazandıkları yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerkürenin sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet süreleri gelince, gerekeni yapar. Çünkü Allah, kullarını hakkıyla Sûresi 22. Ayet; “Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz.”Yâsîn Sûresi 30. Ayet; Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor Sûresi 60/61. Ayetler; “Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”Sâffât Sûresi 81. Ayet; Çünkü o, bizim mü’min Sûresi 111. Ayet; Çünkü o mü’min Sûresi 122. Ayet; Çünkü onlar mü’min kullarımızdan Sûresi 128. Ayet; Ancak Allah’ın ihlâslı kulları Sûresi 132. Ayet; Çünkü o bizim mü’min Sûresi 171. Ayet; Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz Sûresi 17. Ayet; Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güçlü kulumuz Dâvûd’u hatırla. O, Allah’a çok yönelen bir kimse Sûresi 30. Ayet; Dâvûd’a Süleyman’ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah’a çok yönelen bir kimse Sûresi 41. Ayet; Ey Muhammed! Kulumuz Eyyub’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye Sûresi 44. Ayet; Şöyle dedik “Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.” Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse Sûresi 45. Ayet; Ey Muhammed! Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da Sûresi 82/83. Ayetler; İblis, “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” Sûresi 7. Ayet; Eğer inkar ederseniz şüphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç değildir. Ama kullarının inkar etmesine razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için buna razı olur. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O da size yaptıklarınızı haber verir. Çünkü O göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla Sûresi 10. Ayet; Ey Muhammed! Bizim adımıza de ki, “Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için ahirette bir iyilik vardır. Allah’ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatları elbette hesapsız olarak verilir.”Zümer Sûresi 16. Ayet; Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında ateşten katmanlar vardır. İşte Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım bana karşı gelmekten Sûresi 17. Ayet; Tağut’tan, ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah’a yönelenler için müjde vardır. O halde kullarımı müjdele!Zümer Sûresi 36. Ayet; Allah kuluna yetmez mi? Seni O’ndan Allah’tan başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici Sûresi 46. Ayet; De ki “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”Zümer Sûresi 53. Ayet; De ki “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”Zümer Sûresi 55/56. Ayetler; Farkında olmadan azap size ansızın gelmeden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ki, kişi, “Allah’ın yanında, işlediğim kusurlardan dolayı vay halime! Gerçekten ben alay edenlerden idim” Sûresi 64. Ayet; De ki “Ey cahiller! Siz bana Allah’tan başkasına ibadet etmemi mi emrediyorsunuz?”Zümer Sûresi 66. Ayet; Hayır, yalnız Allah’a ibadet et ve şükredenlerden Sûresi 14. Ayet; O halde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na ibadet Sûresi 15. Ayet; O, dereceleri hakkıyla yükseltendir, Arş’ın sahibidir. Buluşma günü hakkında insanları uyarmak için, irâdesiyle ilgili vahyi kullarından dilediğine, kendi Sûresi 30/31. Ayetler; İman etmiş olan adam dedi ki “Ey kavmim! Şüphesiz ben, Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum. Allah kullarına asla zulmetmek istemez.”Mü’min Sûresi 44. Ayet; “Size söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz Allah kullarını hakkıyla görendir.”Mü’min Sûresi 48. Ayet; Büyüklük taslayanlar ise şöyle derler “Biz hepimiz ateşin içindeyiz. Şüphesiz Allah kullar arasında böyle hüküm vermiştir.”Mü’min Sûresi 66. Ayet; De ki “Rabbimden bana apaçık deliller gelince, Allah’ı bırakıp da taptıklarınıza tapmam bana yasaklandı ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.”Mü’min Sûresi 85. Ayet; Fakat, azâbımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine fayda vermedi. Bu, Allah’ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan kanunudur. İşte orada inkârcılar hüsrana Sûresi 14. Ayet; Hani onlara peygamberler önlerinden ve arkalarından gelmiş, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyin” demişler, onlar da, “Eğer Rabbimiz dileseydi Peygamber olarak melekler indirirdi. Bu sebeple biz sizinle gönderilenleri inkar ediyoruz” Sûresi 16. Ayet; Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da Sûresi 19. Ayet; Allah kullarına çok lütufkârdır, dilediğini rızıklandırır. O, kuvvetlidir, mutlak güç Sûresi 23. Ayet; İşte bu Allah’ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki “Ben buna yaptığım tebliğ görevine karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum.” Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını Sûresi 25. Ayet; O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı Sûresi 27. Ayet; Allah kullarına tümüne birden rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarından hakkıyla haberdardır ve onları hakkıyla Sûresi 52/53. Ayetler; İşte sana da, emrimizle, bir ruh kalpleri dirilten bir kitap vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah’ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah’a Sûresi 15. Ayet; Böyle iken “melekler Allah’ın kızlarıdır” demek suretiyle kullarından bir kısmını O’nun parçası saydılar. Şüphesiz insan apaçık bir Sûresi 19. Ayet; Onlar, Rahmân’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Onların yaratılışına şahit mi oldular? Onların yalan şahitlikleri yazılacak ve Sûresi 59. Ayet; İsa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları’na örnek kıldığımız bir Sûresi 64. Ayet; Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin, işte bu doğru bir Sûresi 68/69. Ayetler; Allah şöyle der “Ey ayetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz de.”Duhân Sûresi 18. Ayet; O şöyle demişti “Allah’ın kullarını esaret altındaki İsrailoğullarını bana teslim edin. Çünkü ben güvenilir bir peygamberim.”Duhân Sûresi 23. Ayet; Allah da şöyle dedi “O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz.”Ahkâf Sûresi 21. Ayet; Kendisinden önce ve sonra uyarıcıların gelip geçmiş olan Âd kavminin kardeşini Hûd’u hatırla. Hani Ahkâf’taki kavmini, “Ancak Allah’a ibadet edin, çünkü ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum” diye Sûresi 8. Ayet; Bütün bunlar, içtenlikle Allah’a yönelen her kulun gönül gözünü açmak ve ona öğüt ve ibret vermek Sûresi 9/11. Ayetler; Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler ekinler, birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları bitirdik ve böylece onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte dirilip kabirlerden çıkış da Sûresi 29. Ayet; “Benim katımda söz değiştirilmez ve ben kullara zulmedici değilim.”Tûr Sûresi 28. Ayet; “Gerçekten biz bundan önce ona yalvarıyorduk. Şüphesiz O iyilik edendir, çok merhametlidir.”Necm Sûresi 10. Ayet; Böylece Allah kuluna vahyedeceğini Sûresi 62. Ayet; Haydi Allah’a secde edin ve ona kulluk Sûresi 9. Ayet; Onlardan önce Nuh’un kavmi de yalanlamıştı. Onlar kulumuzu yalanlayıp “Bu bir delidir” dediler ve kulumuz tebliğ görevinden Sûresi 9. Ayet; O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok Sûresi 6. Ayet; De ki “Ey Yahudi akidesini benimseyenler! Bütün insanlar değil de, yalnız kendinizin Allah’ın dostları olduğunu iddia ediyorsanız, bunda da samimi iseniz haydi ölümü isteyin!”Tahrîm Sûresi 10. Ayet; Allah, inkar edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” Sûresi 11/12. Ayetler; Şüphesiz, Nûh zamanında su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu Sûresi 3/4. Ayetler; “Allah’a ibadet edin. Ona karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah’ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz.”Nûh Sûresi 27. Ayet; “Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlâksız ve kafir kimseler yetiştirirler.”Cin Sûresi 18. Ayet; “Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O halde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk Sûresi 19. Ayet; “Allah’ın kulu Muhammed, O’na ibadet etmek için kalktığında cinler nerede ise Kur’an’ı dinlemek için kalabalıktan onun etrafında birbirlerine geçiyorlardı.”İnsân Sûresi 6. Ayet; Bir pınar ki Allah’ın kulları ondan içer, onu istedikleri şekilde fışkırtıp Sûresi 27. Ayet; Allah şöyle der “Ey huzur içinde olan nefis!”Fecr Sûresi 28. Ayet; “Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!”Fecr Sûresi 29. Ayet; “İyi kullarımın arasına gir.”Alak Sûresi 8. Ayet; Şüphesiz dönüş ancak Sûresi 9/10. Ayetler; Sen, namaz kıldığında kulu bundan engelleyeni gördün mü?Alak Sûresi 11/12. Ayetler; Ne dersin, ya o engellenen kul hidâyet üzere ise; ya da takvayı Allah’a karşı gelmekten sakınmayı emrediyorsa!?Beyyine Sûresi 5. Ayet; Halbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir. Bakara / 88. Ayet وَقَالُوا قُلُوبُنَا غُلْفٌۜ بَلْ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ بِكُفْرِهِمْ فَقَل۪يلًا مَا يُؤْمِنُونَ Onlar Peygamber’e “Bizim kalplerimiz örtülüdür, söylediklerini anlamıyoruz” dediler. Aslında gerçeklerin üzerini bilerek örtmeleri ve inanmamakta direnmeleri sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir; bu yüzden pek azı iman eder. Bakara / 89. Ayet وَلَمَّا جَٓاءَهُمْ كِتَابٌ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَهُمْۙ وَكَانُوا مِنْ قَبْلُ يَسْتَفْتِحُونَ عَلَى الَّذ۪ينَ كَفَرُواۚ فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ مَا عَرَفُوا كَفَرُوا بِه۪ۘ فَلَعْنَةُ اللّٰهِ عَلَى الْكَافِر۪ينَ Allah tarafından onlara ellerindeki Tevrat’ı doğrulayan bir kitap gelince, onu inkâr ettiler. Halbuki daha önce bu kitabı getirecek peygamberi bekliyor ve onun hürmetine inkârcılara karşı gâlibiyet ve fetih dileyip duruyorlardı. İşte Tevrat’tan öğrendikleri o bilgileri muşahhas halde karşılarında görünce, onu inkâr ettiler. Allah’ın lâneti bu kâfirlerin üzerinedir. Bakara / 159. Ayet اِنَّ الَّذ۪ينَ يَكْتُمُونَ مَٓا اَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدٰى مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِۙ اُو۬لٰٓئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللّٰهُ وَيَلْعَنُهُمُ اللَّاعِنُونَۙ İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyeti biz kitapta insanlara açıkladıktan sonra gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah lânet eder hem de lânet edebilecek herkes lânet eder. Bakara / 161. Ayet اِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَمَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ اُو۬لٰٓئِكَ عَلَيْهِمْ لَعْنَةُ اللّٰهِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالنَّاسِ اَجْمَع۪ينَۙ Dinî gerçekleri inkâr eden ve kâfir olarak ölenlere gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üzerinedir. Âl-i İmrân / 61. Ayet فَمَنْ حَٓاجَّكَ ف۪يهِ مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ اَبْنَٓاءَنَا وَاَبْنَٓاءَكُمْ وَنِسَٓاءَنَا وَنِسَٓاءَكُمْ وَاَنْفُسَنَا وَاَنْفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَلْ لَعْنَتَ اللّٰهِ عَلَى الْكَاذِب۪ينَ Sana gerçek bilgi geldikten sonra, kim seninle İsa hakkında münâkaşa ederse onlara de ki “İddianızda samimi iseniz gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, hanımlarımızı ve hanımlarınızı, öz nefislerimizi ve öz nefislerinizi çağıralım, sonra gönülden dua edelim de Allah’ın lânetinin yalancılar üzerine inmesini dileyelim.” Âl-i İmrân / 87. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ جَزَٓاؤُ۬هُمْ اَنَّ عَلَيْهِمْ لَعْنَةَ اللّٰهِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالنَّاسِ اَجْمَع۪ينَۙ Onların cezası, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lânetine uğramaktır. Nisâ / 46. Ayet مِنَ الَّذ۪ينَ هَادُوا يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَنْ مَوَاضِعِه۪ وَيَقُولُونَ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَاسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ وَرَاعِنَا لَيًّا بِاَلْسِنَتِهِمْ وَطَعْنًا فِي الدّ۪ينِۜ وَلَوْ اَنَّهُمْ قَالُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا وَاسْمَعْ وَانْظُرْنَا لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ وَاَقْوَمَۙ وَلٰكِنْ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ اِلَّا قَل۪يلًا Yahudilerden bir kısmı kelimelerin yerlerini değiştirerek tahrif ederler. Peygamber’e de dillerini eğip bükerek ve din ile alay ederek “Duyduk ama itaat etmiyoruz”, “Dinle, dinlenmez olası” ve “râinâ bizim çoban” derler. Eğer onlar “İşittik ve itaat ettik”, “Dinle ve bizi gözet ünzurnâ” deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı. Fakat küfürleri sebebiyle Allah onları lânetlemiştir; artık onlardan pek azı inanır. Nisâ / 47. Ayet يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ اٰمِنُوا بِمَا نَزَّلْنَا مُصَدِّقًا لِمَا مَعَكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ نَطْمِسَ وُجُوهًا فَنَرُدَّهَا عَلٰٓى اَدْبَارِهَٓا اَوْ نَلْعَنَهُمْ كَمَا لَعَنَّٓا اَصْحَابَ السَّبْتِۜ وَكَانَ اَمْرُ اللّٰهِ مَفْعُولًا Ey kendilerine kitap verilenler! Biz birtakım yüzleri silip dümdüz ederek enseleri hâline çevirmeden, yahut cumartesi gününe saygı göstermeyen kimseleri lânetlediğimiz gibi sizi de lânetlemeden önce, yanınızdaki Tevrat’ı doğrulamak üzere indirdiğimiz Kur’an’a iman edin. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir. Nisâ / 52. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ لَعَنَهُمُ اللّٰهُۜ وَمَنْ يَلْعَنِ اللّٰهُ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ نَص۪يرًاۜ İşte bunlar Allah’ın lânetlediği kimselerdir. Allah kime lânet ederse, artık onun için hiçbir yardımcı bulamazsın. Nisâ / 93. Ayet وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا فَجَزَٓاؤُ۬هُ جَهَنَّمُ خَالِدًا ف۪يهَا وَغَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَاَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظ۪يمًا Bir mü’mini kasten öldürenin cezası ise, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için pek büyük bir azap hazırlamıştır. Mâide / 13. Ayet فَبِمَا نَقْضِهِمْ م۪يثَاقَهُمْ لَعَنَّاهُمْ وَجَعَلْنَا قُلُوبَهُمْ قَاسِيَةًۚ يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَنْ مَوَاضِعِه۪ۙ وَنَسُوا حَظًّا مِمَّا ذُكِّرُوا بِه۪ۚ وَلَا تَزَالُ تَطَّلِعُ عَلٰى خَٓائِنَةٍ مِنْهُمْ اِلَّا قَل۪يلًا مِنْهُمْ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاصْفَحْۜ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ Fakat verdikleri sözden dönmeleri yüzünden onları lânetledik ve kalplerini kaskatı yaptık. Onlar Tevrat’ın kelimelerini, kastedilen mânayı bozacak şekilde yerlerinden oynatıp değiştiriyorlar. Kendilerine bildirilen ilâhî hükümlerin büyük bir kısmını da unuttular. İçlerinden pek azı dışında onlardan dâimâ hâinlik görürsün. Yine de sen onları affet ve yaptıklarına aldırış etme, katlan! Şüphesiz Allah, iyilik ve ihsân sahiplerini sever. Mâide / 60. Ayet قُلْ هَلْ اُنَبِّئُكُمْ بِشَرٍّ مِنْ ذٰلِكَ مَثُوبَةً عِنْدَ اللّٰهِۜ مَنْ لَعَنَهُ اللّٰهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَاز۪يرَ وَعَبَدَ الطَّاغُوتَۜ اُو۬لٰٓئِكَ شَرٌّ مَكَانًا وَاَضَلُّ عَنْ سَوَٓاءِ السَّب۪يلِ De ki “Allah katında uğrayacakları ceza itibariyle kötünün kötüsü bir durumda olanları size haber vereyim mi? Bunlar, kendilerini Allah’ın lânetlediği, gazabına uğrattığı, kimini maymunlara, kimini domuzlara çevirdiği kimseler ve şeytânî güçlere tapanlardır. İşte bulundukları yer ve konum itibariyle en kötü olan ve dosdoğru yoldan en çok sapanlar onlardır.” Mâide / 64. Ayet وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللّٰهِ مَغْلُولَةٌۜ غُلَّتْ اَيْد۪يهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُواۢ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِۙ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَٓاءُۜ وَلَيَز۪يدَنَّ كَث۪يرًا مِنْهُمْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًاۜ وَاَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَٓاءَ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِۜ كُلَّمَٓا اَوْقَدُوا نَارًا لِلْحَرْبِ اَطْفَاَهَا اللّٰهُۙ وَيَسْعَوْنَ فِي الْاَرْضِ فَسَادًاۜ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِد۪ينَ Yahudiler “Allah’ın eli bağlı ve sıkıdır” dediler. Elleri bağlansın onu söyleyenlerin, lânet olsun onlara! Hiç de öyle değil, aksine Allah’ın iki eli de açıktır, nasıl dilerse o şekilde ihsân ve ikram eder. Rabbinden sana indirilen âyetler, elbette onların pek çoğunun azgınlığını ve küfrünü daha da artıracaktır. Biz de onların arasına kıyâmet gününe kadar sürüp gidecek düşmanlık, kin ve nefret saldık. Ne zaman savaş için bir fitne ateşi körükledilerse, Allah onu söndürdü. Yine de onlar dünyanın her tarafında sırf bozgunculuk çıkarmak için koşuşturup dururlar. Allah, bozgunculuk yapanları sevmez. Nisâ / 38. Ayet وَالَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ رِئَٓاءَ النَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَلَا بِالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ وَمَنْ يَكُنِ الشَّيْطَانُ لَهُ قَر۪ينًا فَسَٓاءَ قَر۪ينًا Allah’a ve âhiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş için harcayanları da Allah sevmez. Bir kimsenin arkadaşı şeytan olursa, o ne fenâ bir arkadaştır! Nisâ / 44. Ayet اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا نَص۪يبًا مِنَ الْكِتَابِ يَشْتَرُونَ الضَّلَالَةَ وَيُر۪يدُونَ اَنْ تَضِلُّوا السَّب۪يلَۜ Bakmaz mısın şu kendilerine kitaptan bir pay verilenlere Nasıl da sürekli doğru yolu bırakıp sapıklığı satın alıyorlar ve bu yetmiyormuş gibi, sizin de düz yoldan çıkmanızı arzuluyorlar! Tevbe / 68. Ayet وَعَدَ اللّٰهُ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْكُفَّارَ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ هِيَ حَسْبُهُمْۚ وَلَعَنَهُمُ اللّٰهُۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ مُق۪يمٌۙ Allah, erkek olsun kadın olsun bütün münafıkları ve kâfirleri, içinde ebedî kalacakları cehennem ateşiyle tehdit etmektedir. O ateş onlara yeter. Allah onları rahmetinden uzaklaştırmıştır; onlar için bitip tükenmez bir azap vardır. Hûd / 18. Ayet وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِبًاۜ اُو۬لٰٓئِكَ يُعْرَضُونَ عَلٰى رَبِّهِمْ وَيَقُولُ الْاَشْهَادُ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ الَّذ۪ينَ كَذَبُوا عَلٰى رَبِّهِمْۚ اَلَا لَعْنَةُ اللّٰهِ عَلَى الظَّالِم۪ينَۙ Allah adına yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir? Onlar Rablerinin huzuruna çıkarılacak; şâhitler de “Rableri adına yalan söyleyenler işte bunlardı” diyecekler. Haberiniz olsun ki, Allah’ın lâneti zâlimlerin üzerine olacaktır. Hûd / 60. Ayet وَاُتْبِعُوا ف۪ي هٰذِهِ الدُّنْيَا لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اَلَٓا اِنَّ عَادًا كَفَرُوا رَبَّهُمْۜ اَلَا بُعْدًا لِعَادٍ قَوْمِ هُودٍ۟ Onlar bu dünyada da, kıyâmet gününde de lânete uğradılar. Haberiniz olsun ki, Âd kavmi Rablerini tanımayıp inkâr yolunu tuttu. Neticede, Hûd’un kavmi Âd böyle yok olup gitti. Hûd / 99. Ayet وَاُتْبِعُوا ف۪ي هٰذِه۪ لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ بِئْسَ الرِّفْدُ الْمَرْفُودُ Onlar dünyada da, kıyâmet günü de rahmetten uzaklaştırılıp lânete uğradılar. Ne kötü bir bahşiş, ne kötü bir ikramdır bu lânet! Ra'd / 25. Ayet وَالَّذ۪ينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللّٰهِ مِنْ بَعْدِ م۪يثَاقِه۪ وَيَقْطَعُونَ مَٓا اَمَرَ اللّٰهُ بِه۪ٓ اَنْ يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الْاَرْضِۙ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُٓوءُ الدَّارِ Allah’a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönenler, Al­lah’ın korunup gözetilmesini emrettiği hususları koparıp atanlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlara gelince, işte lânet de bunlar içindir, varılacak en kötü yer olan cehennem de bunlar içindir. Hicr / 35. Ayet وَاِنَّ عَلَيْكَ اللَّعْنَةَ اِلٰى يَوْمِ الدّ۪ينِ “Ta hesap gününe kadar bu lânet senin tependen hiç ayrılmayacaktır.” Nûr / 7. Ayet وَالْخَامِسَةُ اَنَّ لَعْنَتَ اللّٰهِ عَلَيْهِ اِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ Beşincisinde de “Eğer yalan söylüyorsam Allah’ın lâneti üzerime olsun!” diye yemin etmektir. Kasas / 42. Ayet وَاَتْبَعْنَاهُمْ ف۪ي هٰذِهِ الدُّنْيَا لَعْنَةًۚ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ هُمْ مِنَ الْمَقْبُوح۪ينَ۟ Bu dünyada onların ardına lâneti taktık. Kıyâmet günü de Rabbin merhametinden büsbütün mahrum kalacak ve en çirkin suratlı kimseler olacaklardır. Ahzâb / 57. Ayet اِنَّ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ وَاَعَدَّ لَهُمْ عَذَابًا مُه۪ينًا Allah’ı ve Rasûlü’nü incitenleri Allah dünyada da âhirette de rahmetinden uzaklaştırmış ve onlara pek alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. Ahzâb / 61. Ayet مَلْعُون۪ينَۚۛ اَيْنَ مَا ثُقِفُٓوا اُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْت۪يلًا Allah’ın rahmetinden kovulacak; bununla da kalmayacak, nerede ele geçirilirlerse tutuklanacak ve hak ettikleri şekilde öldürüleceklerdir. Ahzâb / 62. Ayet سُنَّةَ اللّٰهِ فِي الَّذ۪ينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلُۚ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللّٰهِ تَبْد۪يلًا Allah’ın daha önce yaşamış bütün toplumlarda geçerli olan kanunu ve yolu budur. Çağlar değişse, toplumlar değişse de, sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik göremezsin! Ahzâb / 63. Ayet يَسْـَٔلُكَ النَّاسُ عَنِ السَّاعَةِۜ قُلْ اِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ اللّٰهِۜ وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّ السَّاعَةَ تَكُونُ قَر۪يبًا Rasûlüm! Sana insanlar kıyâmetin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki “Onunla ilgili kesin bilgi ancak Allah’ın nezdindedir.” Nereden bileceksin, belki de onun vakti iyice yaklaşmıştır. Ahzâb / 64. Ayet اِنَّ اللّٰهَ لَعَنَ الْكَافِر۪ينَ وَاَعَدَّ لَهُمْ سَع۪يرًاۙ Şüphesiz Allah kâfirleri ebediyen rahmetinden uzaklaştırmış ve onlara çok kızgın bir ateş hazırlamıştır. Mü'min / 52. Ayet يَوْمَ لَا يَنْفَعُ الظَّالِم۪ينَ مَعْذِرَتُهُمْ وَلَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُٓوءُ الدَّارِ O gün zâlimlere ileri sürecekleri mazeretlerin hiçbir faydası olmayacak. Artık onlar Allah’ın rahmetinden ebediyen mahrum kalacak ve varılacak yurdun en kötüsüne yerleşeceklerdir. Muhammed / 23. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ فَاَصَمَّهُمْ وَاَعْمٰٓى اَبْصَارَهُمْ İşte onlar, Allah’ın rahmetinden büsbütün kovduğu, kulaklarını sağır ve gözlerini kör ettiği kimselerdir. Fetih / 16. Ayet قُلْ لِلْمُخَلَّف۪ينَ مِنَ الْاَعْرَابِ سَتُدْعَوْنَ اِلٰى قَوْمٍ اُو۬ل۪ي بَأْسٍ شَد۪يدٍ تُقَاتِلُونَهُمْ اَوْ يُسْلِمُونَۚ فَاِنْ تُط۪يعُوا يُؤْتِكُمُ اللّٰهُ اَجْرًا حَسَنًاۚ وَاِنْ تَتَوَلَّوْا كَمَا تَوَلَّيْتُمْ مِنْ قَبْلُ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا اَل۪يمًا Seferden geri kalan o bedevilere de ki “Siz yakında çok kuvvetli ve savaşçı bir millete karşı savaşmaya çağrılacaksınız. Ya savaşı kazanıncaya veya ölünceye kadar onlarla savaşırsınız yahut onlar kendiliğinden teslim olup boyun eğerler. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verecektir. Yok, eğer önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, sizi can yakıcı bir azapla cezalandıracaktır.” Ankebût / 25. Ayet وَقَالَ اِنَّمَا اتَّخَذْتُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَوْثَانًاۙ مَوَدَّةَ بَيْنِكُمْ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ ثُمَّ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ يَكْفُرُ بَعْضُكُمْ بِبَعْضٍ وَيَلْعَنُ بَعْضُكُمْ بَعْضًاۘ وَمَأْوٰيكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ نَاصِر۪ينَۗ İbrâhim onlara şöyle dedi “Sizin Allah’ı bırakıp bir takım putlar edinmenizin sebebi, sırf bu dünya hayatında birbirinize duyduğunuz sevgi bağları ve aranızda oluşturduğunuz kirli çıkar ilişkileridir. Fakat kıyâmet günü birbirinizi tanımayacak ve birbirinize lânet yağdıracaksınız. Sizin varacağınız yer ateştir; sizi oradan kurtaracak yardımcılarınız da olmayacaktır.”

lanet okumak ile ilgili ayetler