🀄 Solunum Cihazina Bagli Hastalar Iyilesebilirmi
tG483.
Kayseri'de bir ay önce ateş, titreme ve nefes darlığı şikayeti ile gelen 61 yaşındaki hasta, Covid-19 ön tanısı ile Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'de Prof. Dr. Murat Sungur, Doç. Dr. Kürşat Gündoğan ve Öğretim Üyesi Dr. Şahin Temel'in sorumlu olduğu İç Hastalıkları Yoğun Bakım Ünitesi'ne yatırıldı. Yoğun bakımdaki 32 günün 17 gününü solunum cihazına bağlı olarak geçiren 61 yaşındaki hasta, 32. günün sonunda yoğun bakım ünitesinde çalışanların alkışları eşliğinde servise çıkarıldı. Hastanedeki pandemi çalışmaları ile ilgili olarak bilgi veren Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Ahmet Güney, "ERÜ hastaneleri olarak ilk pandemi çıktığı andan itibaren ciddi bir çalışma içine girdi. Önce poliklinik ve acil servislerimizi ayırdık. Hastanemizdeki 3 katı da Pandemi Kliniği olarak kullanıyoruz" dedi. Prof. Dr. Güney, Covid-19 nedeniyle Dahiliye Yoğun Bakım gerekse Anestezi Yoğun Bakım diğer cerrahi yoğun bakımlarını Pandemi Yoğun Bakım olarak hizmete aldıklarını ve hastalarla yakından ilgilendiklerini söyledi. Hasta ile ilgili olarak bilgi veren Doç Dr. Kürşat Gündoğan, "Hastamız 61 yaşında kadın hasta. 6 yıldır bilinen diyabet ve hiper tansiyonu var. Bir ay önce ateş, titreme, nefes darlığı şikayeti ile geliyor. Bu şikayetlerle Covid-19 ön tanısı ile enfeksiyon hastalıkları servisine yatırdık. Takipleri sırasında kliniği çok kötü gitti ve aynı anda yoğun bakım ünitesine aldık ve hastayı solunum cihazına bağladık. Hastaya Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'nun da önerdiği tüm antiviral tedavilere başladık" dedi. "Solunum cihazında bu şekilde hastamızı takip ettik. 17. günün sonunda solunum cihazında ayrıldı" diyen Doç. Dr. Gündoğan, "Diğer kalan günlerde de tedavilerini tamamladık yoğun bakımın 32. gününde servise çıkardık. Bu yoğun bakımdan bu kapıdan çok daha ağır hastaları biz servise çıkardık. Bu hastalık daha yeni bir hastalık ve kimse özelliğini bilmiyor. Nasıl klinik seyredeceğini bilmediğimiz için bu hastamızın özelliği var. Tam 17 gün solunum cihazına bağlı kaldı ve değişik tedavi yöntemleri uyguladık. Sonunda da başardık. Türkiye'de de oldukça nadir bu şekilde uzun bir süre solunum cihazında kaldıktan sonra servise alınan hasta sayısı. Yoğun bakımda hasta tedavisini sürdüren büyük bir hasta ordusu var. Arkamızda çok büyük bir ordu var. Hekimler, hemşireler, fizyoterapistler, hasta bakıcılar temizlik görevlileri, teknik bakımcılar aslında bu başarı hepimizin. Gün içinde ortalama 50 kişi çalışıyor. Bizim 17 yataklı yoğun bakım ünitesinde yüzde 70 doluluk oranı ile" diye konuştu. Yoğun bakımdan servise alınmanın mutluluğunu yaşayan 61 yaşındaki hasta, "Çok sabrettim gittim diyordum. Allah'ım bana güç ve sabır verdi. Artık benim için bitmiştir diye düşünüyordum. Allah'ıma olan inancım, kendime aileme olan bağlılığım vardı. Yeniden doğdum o kadar mutluyum ki ben mezara gittim geldim. Öldüm geldim diyeyim. Hiç kendimde değildim. Şükür olsun Rabbime. Bir de yürüye bilsem daha mutlu olacağım" ifadesinde bulundu. Alparslan Ötüken
Covid-19 nedeniyle yoğun bakımdaki 32 günün 17 gününü solunum cihazına bağlı olarak geçiren 61 yaşındaki kadın hasta, alkışlar eşliğinde yoğun bakımdan servise çıkarıldı. Yaklaşık bir ay sonra servise çıkan hasta, "Artık benim için bitmiştir diyordum. Ben mezara gittim geldim" dedi. Kaynak İhlas Haber Ajansı Eklenme 28 Nisan 2020 1402 Covid-19 nedeniyle yoğun bakımdaki 32 günün 17 gününü solunum cihazına bağlı olarak geçiren 61 yaşındaki kadın hasta, alkışlar eşliğinde yoğun bakımdan servise çıkarıldı. Yaklaşık bir ay sonra servise çıkan hasta, "Artık benim için bitmiştir diyordum. Ben mezara gittim geldim" dedi. Kayseri'de bir ay önce ateş, titreme ve nefes darlığı şikayeti ile gelen 61 yaşındaki hasta, Covid-19 ön tanısı ile Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'de Prof. Dr. Murat Sungur, Doç. Dr. Kürşat Gündoğan ve Öğretim Üyesi Dr. Şahin Temel'in sorumlu olduğu İç Hastalıkları Yoğun Bakım Ünitesi'ne yatırıldı. Yoğun bakımdaki 32 günün 17 gününü solunum cihazına bağlı olarak geçiren 61 yaşındaki hasta, 32. günün sonunda yoğun bakım ünitesinde çalışanların alkışları eşliğinde servise çıkarıldı. Hastanedeki pandemi çalışmaları ile ilgili olarak bilgi veren Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Ahmet Güney, "ERÜ hastaneleri olarak ilk pandemi çıktığı andan itibaren ciddi bir çalışma içine girdi. Önce poliklinik ve acil servislerimizi ayırdık. Hastanemizdeki 3 katı da Pandemi Kliniği olarak kullanıyoruz" dedi. Prof. Dr. Güney, Covid-19 nedeniyle Dahiliye Yoğun Bakım gerekse Anestezi Yoğun Bakım diğer cerrahi yoğun bakımlarını Pandemi Yoğun Bakım olarak hizmete aldıklarını ve hastalarla yakından ilgilendiklerini söyledi. Hasta ile ilgili olarak bilgi veren Doç Dr. Kürşat Gündoğan, "Hastamız 61 yaşında kadın hasta. 6 yıldır bilinen diyabet ve hiper tansiyonu var. Bir ay önce ateş, titreme, nefes darlığı şikayeti ile geliyor. Bu şikayetlerle Covid-19 ön tanısı ile enfeksiyon hastalıkları servisine yatırdık. Takipleri sırasında kliniği çok kötü gitti ve aynı anda yoğun bakım ünitesine aldık ve hastayı solunum cihazına bağladık. Hastaya Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'nun da önerdiği tüm antiviral tedavilere başladık" dedi."Solunum cihazında bu şekilde hastamızı takip ettik. 17. günün sonunda solunum cihazında ayrıldı" diyen Doç. Dr. Gündoğan, "Diğer kalan günlerde de tedavilerini tamamladık yoğun bakımın 32. gününde servise çıkardık. Bu yoğun bakımdan bu kapıdan çok daha ağır hastaları biz servise çıkardık. Bu hastalık daha yeni bir hastalık ve kimse özelliğini bilmiyor. Nasıl klinik seyredeceğini bilmediğimiz için bu hastamızın özelliği var. Tam 17 gün solunum cihazına bağlı kaldı ve değişik tedavi yöntemleri uyguladık. Sonunda da başardık. Türkiye'de de oldukça nadir bu şekilde uzun bir süre solunum cihazında kaldıktan sonra servise alınan hasta sayısı. Yoğun bakımda hasta tedavisini sürdüren büyük bir hasta ordusu var. Arkamızda çok büyük bir ordu var. Hekimler, hemşireler, fizyoterapistler, hasta bakıcılar temizlik görevlileri, teknik bakımcılar aslında bu başarı hepimizin. Gün içinde ortalama 50 kişi çalışıyor. Bizim 17 yataklı yoğun bakım ünitesinde yüzde 70 doluluk oranı ile" diye konuştu. Yoğun bakımdan servise alınmanın mutluluğunu yaşayan 61 yaşındaki hasta, "Çok sabrettim gittim diyordum. Allah'ım bana güç ve sabır verdi. Artık benim için bitmiştir diye düşünüyordum. Allah'ıma olan inancım, kendime aileme olan bağlılığım vardı. Yeniden doğdum o kadar mutluyum ki ben mezara gittim geldim. Öldüm geldim diyeyim. Hiç kendimde değildim. Şükür olsun Rabbime. Bir de yürüye bilsem daha mutlu olacağım" ifadesinde bulundu. Youtube'dan takip etmek için tıklayınız Bu Habere Tepkiniz
Kayseri'de bir ay önce ateş, titreme ve nefes darlığı şikayeti ile gelen 61 yaşındaki hasta, Covid-19 ön tanısı ile Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'de Prof. Dr. Murat Sungur, Doç. Dr. Kürşat Gündoğan ve Öğretim Üyesi Dr. Şahin Temel'in sorumlu olduğu İç Hastalıkları Yoğun Bakım Ünitesi'ne yatırıldı. Yoğun bakımdaki 32 günün 17 gününü solunum cihazına bağlı olarak geçiren 61 yaşındaki hasta, 32. günün sonunda yoğun bakım ünitesinde çalışanların alkışları eşliğinde servise pandemi çalışmaları ile ilgili olarak bilgi veren Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Ahmet Güney, "ERÜ hastaneleri olarak ilk pandemi çıktığı andan itibaren ciddi bir çalışma içine girdi. Önce poliklinik ve acil servislerimizi ayırdık. Hastanemizdeki 3 katı da Pandemi Kliniği olarak kullanıyoruz" dedi. Prof. Dr. Güney, Covid-19 nedeniyle Dahiliye Yoğun Bakım gerekse Anestezi Yoğun Bakım diğer cerrahi yoğun bakımlarını Pandemi Yoğun Bakım olarak hizmete aldıklarını ve hastalarla yakından ilgilendiklerini ile ilgili olarak bilgi veren Doç Dr. Kürşat Gündoğan, "Hastamız 61 yaşında kadın hasta. 6 yıldır bilinen diyabet ve hiper tansiyonu var. Bir ay önce ateş, titreme, nefes darlığı şikayeti ile geliyor. Bu şikayetlerle Covid-19 ön tanısı ile enfeksiyon hastalıkları servisine yatırdık. Takipleri sırasında kliniği çok kötü gitti ve aynı anda yoğun bakım ünitesine aldık ve hastayı solunum cihazına bağladık. Hastaya Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'nun da önerdiği tüm antiviral tedavilere başladık" dedi."Solunum cihazında bu şekilde hastamızı takip ettik. 17. günün sonunda solunum cihazında ayrıldı" diyen Doç. Dr. Gündoğan, "Diğer kalan günlerde de tedavilerini tamamladık yoğun bakımın 32. gününde servise çıkardık. Bu yoğun bakımdan bu kapıdan çok daha ağır hastaları biz servise çıkardık. Bu hastalık daha yeni bir hastalık ve kimse özelliğini bilmiyor. Nasıl klinik seyredeceğini bilmediğimiz için bu hastamızın özelliği var. Tam 17 gün solunum cihazına bağlı kaldı ve değişik tedavi yöntemleri uyguladık. Sonunda da başardık. Türkiye'de de oldukça nadir bu şekilde uzun bir süre solunum cihazında kaldıktan sonra servise alınan hasta bakımda hasta tedavisini sürdüren büyük bir hasta ordusu var. Arkamızda çok büyük bir ordu var. Hekimler, hemşireler, fizyoterapistler, hasta bakıcılar temizlik görevlileri, teknik bakımcılar aslında bu başarı hepimizin. Gün içinde ortalama 50 kişi çalışıyor. Bizim 17 yataklı yoğun bakım ünitesinde yüzde 70 doluluk oranı ile" diye bakımdan servise alınmanın mutluluğunu yaşayan 61 yaşındaki hasta, "Çok sabrettim gittim diyordum. Allah'ım bana güç ve sabır verdi. Artık benim için bitmiştir diye düşünüyordum. Allah'ıma olan inancım, kendime aileme olan bağlılığım vardı. Yeniden doğdum o kadar mutluyum ki ben mezara gittim geldim. Öldüm geldim diyeyim. Hiç kendimde değildim. Şükür olsun Rabbime. Bir de yürüye bilsem daha mutlu olacağım" ifadesinde bulundu.
Şırnak’ta 11 aylıkken geçirdiği havale sonucu kronik solunum yetmezliği nedeniyle cihaza bağlı olarak yaşam sürdüren 5 yaşındaki Miraç Külter, kök hücre tedavisiyle sağlığına kavuşmayı bekliyor. Gündelik işlerde çalışan Kamil Külter, oğlunun tedavisi için 150 bin lira gerektiğini belirterek yardım istedi. Kamil ve Selma Külter çiftinin 3 çocuğundan ortancası Miraç, 11 aylıkken havale geçirdi ve beyninde hasar oluştu. Kronik solunum yetmezliği nedeniyle cihaz olmadan nefes alamayan Miraç, yatağa bağımlı kaldı. Geçirdiği operasyonların ardından ailesine sesle ve mimikleriyle tepki vermeye başlayan Miraç, solunum cihazıyla yaşamını sürdürüyor. Gündelik işlerde çalışan baba Kamil Külter, Miraç’ın kök hücre tedavisi için 150 bin lira gerektiğini söyledi. Külter, kazandığı parayla ancak ailesini geçindirebildiğini, oğlunun tedavisini yaptıramadığını belirtti. "Elektrik gidince sıkıntı oluyor" Oğlunun kök hücre tedavisiyle sağlığına kavuşabileceğini belirten Külter, “5 yıldır çocuğumun iyileşmesi için elimden gelen her şeyi yaptım. Kronik solunum yetmezliğinin tedavisi var. Biz çocuğumuzu daha iyi bir hastanede tedavi ettirmek istiyoruz. Kök hücre tedavisi ile çocuğum sağlığına kavuşabilir. Kök hücre tedavisi ile iyileşen böyle hastalar var. Çocuğumun iyileşme ihtimali varsa biz bu ihtimalin üzerine gitmek istiyoruz. Oğlum geçirdiği ameliyatlar ile 5 yıl içerisinde artık tepki vermeye, kendini tanımaya başladı. Biz konuşurken gülüyor. Önceden bu belirtilerin hiçbiri yoktu. Daha iyi bir hastanede tedavi edilirse, bağlı olduğu cihazdan kurtulsa bile bize yeter. Çünkü bu şekilde çok zor oluyor. Ben işe çıktığım zaman aklım burada kalıyor. Elektrik gidince, sıkıntı oluyor. Cihazın bozulma ihtimali oluyor. Bu sefer biz sıkıntı yaşıyoruz. Cihaz bozulduğu zaman tamir için Ankara’ya gönderiyorum. Cihaz yokken çocuğu yoğun bakıma yatırıyoruz” dedi. "Devlet büyüklerimiz tüm hastalara el uzatmalı" Kamil Külter, oğlunun tedavisi için yetkililerden yardım isteyerek, “Biz devlet büyüklerimizin sadece bize değil, böyle hastaların tümüne el uzatmalarını istiyoruz. Böyle hastalara bakmak çok zor, sıkıntılı bir durum. Böyle hastalar çok iyi bir fizik tedavi ve kök hücre tedavisi görürse iyileşme ihtimalleri var. Bu tür hastaların üzerinde durmak gerekiyor. Biz 5 yıldır gelebileceğimiz en iyi noktaya geldik. Kök hücre tedavi ile hastaların iyileşme ihtimalleri var. Sayın Cumhurbaşkanımızdan çocuğumun daha iyi bir hastanede tedavi edilmesi için yardım talebinde bulunuyorum. Ben ve eşim son 5 yıldır çok yıprandık” diye konuştu. "Nereye başvurduysam elim boş döndüm" Anne Selma Külter de “Hacettepe’de 3 ay boyunca yoğun bakımda kaldı. Kendi kendine nefes alamıyor. Yatağa bağlı, 5 yıldır oğlum böyle. Tedavisi var. Oğlumu tedavi etmek istiyorum. Nereye başvurduysam elim boş döndüm. Hiç kimse bize yardım etmedi. Ben artık oğlumun tedavisi için herkesten yardım istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm yetkililerimizden yardım istiyorum. Oğlumun tedavi edildiğini görebileyim. Maddi durumum yeterli olsaydı, kendim yapardım. Ama maddi durumum yok. Kiradayım, evim yıkıldı. Oğlum sürekli böyle. Ne yapacağımı da bilmiyorum. Kocam günlük işlerde çalışıyor, kazandığı Miraç’ın masraflarına yetmiyor. Çünkü makinenin bir tane hortumu 350 TL. Devlet bu cihazın parçalarını karşılamıyor. Bazen yaşadığımız sıkıntılardan dolayı makinenin malzemelerini bile alamıyoruz” dedi.
solunum cihazina bagli hastalar iyilesebilirmi