🎮 Koronanın Akciğere Indiği Nasıl Anlaşılır
Doğru nefes alıp vermeyi öğrenmek, gevşemeyi sağlamak, rahatlamak için de nefes ve gevşeme egzersizleri kullanılabilir" dedi. Bağışıklığı da kuvvetlendiriyor. Koronavirüsün
Virüsünboğazımızdan aşağıya inmemesi çok önemli. Boğazımız bizim savunma hattımız. Boğazımızı virüslere karşı savunmamız için önleyici özelliği olan bu bitkilerden
Koronavirüs ciğerlere inerse ne olur? Koronavirüs akciğerleri nasıl etkiliyor? İngiltere'de geliştirilen yeni bir manyetik görüntüleme tekniği ile, Covid-19 teşhisi konan hastaların akciğerlerinde teşhisten üç ay sonra bile bazı anormallikler tespit edildi.
8GANC. Ufuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Dr. Nurgül Bekar, AA için kaleme aldı 2019'un Aralık ayında Çin'in Hubey eyaletinin Vuhan kentinden yayılan yeni tip koronavirüs Kovid-19 nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri ABD gibi çok güçlü bir devlet bile büyük kayıplar veriyor. Yaklaşık dört aydır süren kâbusta, bugün artık kriz merkezi ABD ve Avrupa'ya kaymış görünüyor. Bu bağlamda, dünya ekonomisinin en önemli merkezlerinden biri olan Avrupa Birliği AB coğrafyası da büyük bir imtihanla karşı karşıya. Muteber uzmanlar artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı, küresel düzenin radikal bir biçimde değişeceği yönünde yorumlar yapıyor. AB'ye üye ülkelerin, Kovid-19 nedeniyle yaşanan felakette hızlı ve etkin bir kriz mekanizması oluşturamaması, Birliğin geleceğine dair karanlık senaryoların yazılmasına da zemin hazırladı. AB'nin salgın karşısında düşen ilk kalelerinden olan İtalya'da yaşanan 10 binden fazla ölüme karşın AB yöneticilerinin ciddi bir yardım örgütleyememeleri, her devletin kendi başına çözüm bulmaya çalışması, bu durumu tetikleyen en önemli sebep. İtalya'dan sonra İspanya'da ve Fransa'da artan Kovid-19 vakaları ve ölümler moralleri iyice bozdu; AB üyesi ülkelerin kamuoyları da Birliğin dayanışma sergileyememesini, ortak toplumsal ve ekonomik çözümleri uygulamaya koyamamasını keskin bir dille YARDIM MALZEMELERİ, KÜBA, ÇİN ve RUSYA'DAN GELDİ Aralık ayında Çin'de ortaya çıkan virüsün bulaştığı AB üyesi ülkeler -başta İtalya, daha sonra İspanya ve Fransa'nın maruz kaldığı felaketle- tarihinde tanık olmadığı bir kaosla karşılaşarak adeta felç oldu. Almanya'nın da ilk başta çok sıkı tedbirler almaması, Birliğin hızlı bir şekilde tepki verememesinde şüphesiz etkili oldu. Bu krizde yaşanan en büyük sorun virüsün bilinmezliği olmakla birlikte, devletlerin karşılaştığı sorunun büyüklüğünü çok geç algılamış olmaları da kaosa ve karşılıklı suçlamalara yol açtı. İtalya'nın AB kurumlarından istediği yardımlara yanıt bulamaması, üstelik Avrupa Merkez Bankası ECB Başkanı Christine Lagarde'ın virüsten zarar gören ülkelere yardım yapılmayacağını açıklaması, sadece üye ülke liderlerinin değil, kamuoylarının belleğine de travmatik bir şekilde kazıldı. İtalya'ya maske, eldiven ve diğer sağlık ekipmanlarının Çin, Küba ve Rusya'dan gelmesi ise AB'ye karşı tepkilerin daha da büyümesine yol açtı; İtalyan sosyal medya kullanıcıları AB bayrağını yaktıkları görüntüleri paylaştılar. Birlik virüsün İtalya'da ortaya çıkmasından ancak bir buçuk ay sonra, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen başkanlığında yapılan toplantıda, salgına ve salgın sonrasına ilişkin alınacak önlemleri açıklayabildi. 17 Mart 2020'de AB Konseyi, Komisyon'un krizden çıkma önerilerini onayladı. Bu önlemler Birlik üyelerinin daha fazla bütünleşmesini ve ortak çözümler üretmesini gerektiren, hatta zorunlu kılan önlemler. Zira üye ülkelerin sağlık, ekonomi ve güvenliğin sağlanması konularında tek başlarına karar vermeleri durumunda, herkesin kazanabileceğine yönelik inanç, Brüksel'deki AB yöneticileri nezdinde son derece SONUÇ ÇIKMADI Birliğin mevcut küresel kriz karşısında yetersiz ve hantallık derecesinde yavaş kaldığı doğru. 26 Mart 2020'de yapılan AB Devlet Başkanları toplantısında, Kovid-19 krizinin yol açtığı ekonomik sorunlarla başa çıkmak için ortak ve koordineli bir cevap bulunması konusunda anlaşılamadığı da doğru. Özellikle gelir seviyesi daha yüksek üyelerin Birliğin zayıf halkalarını kurtarmaya çok da gönüllü olmadığı ortada. Peki, bu durum Kovid-19 salgını sonrasında, AB bütünleşmesinin sona ermesine yol açacak mı? Bir başka deyişle, AB güçsüzleşerek artık ömrünü tamamlayacak mı? Bu sorulara cevap vermek sadece AB için değil, genel olarak dünya için hiç de kolay görünmüyor. Zira şimdiye kadar bildiğimiz krizlerden farklı olan Kovid-19 salgınında, neredeyse tüm ülkeler en az hasarla ayakta kalma mücadelesi AB DAĞILIR MI? AB yaşadığı bu krizle bir yandan ekonomik olarak, diğer yandan da etik değerler açısından sarsıldı. Ancak salgın sonrası dönemde AB'nin ortadan kaybolacağını söylemek hem çok erken bir saptama olacak hem de AB gelişim sürecini tümden reddetmek anlamına gelecek. Kovid-19 kriziyle karşılaştığı sırada, AB zaten çok önemli birkaç sorunla mücadelesini nasıl yürüteceğine karar vermekle meşguldü Mülteci krizi, neredeyse tüm üye ülkelerde yükselişte olan aşırı sağ akımlar ve 2008 ekonomik krizinin ve bir anlamda onun yol açtığı sonuçlardan biri olan Brexit meselesinin doğuracağı yeni sıkıntılar. İşte tam da bu dönemde, insanlığın vebadan beri karşılaştığı en büyük salgın olan Kovid-19 zamanında yaşananların, Birliğin bütünleşmesini iyice çıkmaza sokması elbette mümkün. Yeni tip koronavirüs karşısında üye ülkelerin ve Brüksel'deki AB yönetiminin tepkisizliği AB'nin varlığına büyük bir tehdit şeklinde algılandı. Ancak tam da bu virüs nedeniyle yaşananlar, AB üyesi ülkelerin tek tek ayakta kalabilmesinin, gerçekleştirecekleri ortak çözümlere bağlı olduğunu da gösterdi. AB'nin ulus-üstü yapısının daha fazla gelişmesi, üye ülkelerin AB yönetimine sorunlarla mücadele için daha fazla kaynak aktarması ihtiyacı, herhalde bundan daha hayati bir şekilde gözler önüne serilemezdi. İtalyan ve İspanyol başbakanlarının AB'yi eleştiren, hatta suçlayan açıklamaları bile, AB'nin krizler ve sorunlar karşısında daha etkin, daha hızlı organize olabilecek bir yapıya kavuşturulmasının önemine işaret ediyor. Kovid-19 krizinde AB'nin tepkisine yönelik eleştiriler yapılırken iki önemli hususu mutlaka göz önünde bulundurmak gerekiyor Öncelikle, unutulmamalıdır ki AB hâlâ dünya çapında en önemli ekonomik bütünleşmedir. Bu bütünleşmede, İngiltere dışında kalan 27 ülkenin kolayca çıkıp gidebilmesi Lizbon Antlaşması ile hukuken mümkün olsa da, o kadar kolay değil. Zira bilhassa eski Doğu Avrupa ülkeleri için AB önemli bir kalkınma aracı ve ekonomik birlikten öte, yeniden Rusya'nın etki alanına girmeye karşı, NATO üyeliğiyle birlikte bir kalkandır. Ukrayna'da yaşananlar daha çok tazeyken, adı geçen ülkelerin AB'den rahatça çıkabileceklerini düşünmek çok eksik bir analiz olacaktır. Bu noktada AB'nin birleştirici ve koruyucu gücü hâlâ önem taşıyor. Kovid-19 krizi sonrası dönemde de ekonomi, savunma, güvenlik politikaları ve dış politika açısından kırılgan ülkeler için, bu koruyucu kalkana ihtiyaç devam edecektir. Dolayısıyla AB Kovid-19 krizinden daha fazla ortak çözüm üreterek çıkmak zorunda. Aksi takdirde, bu salgın sonrası değişeceği söylenen küresel düzen, bir kez de AB yüzünden değişebilecektir. AB'DE AŞIRI SĞA YÜKSELİYORBu krizde AB'ye yönelik eleştiri ve analizler yaparken dikkate almamız gereken bir diğer önemli husus ise AB'de aşırı sağın yükselişidir. 2008 ekonomik krizinin üzerine mülteci meselesinin de eklenmesiyle iyice ağırlaşan bu sorun, AB içi güvenliği ve düzeni ciddi anlamda tehlikeye sokuyor. Kovid-19 krizi, aşırı sağın yükselişinin sadece AB içindeki yabancılara ve yabancı kökenli vatandaşlara karşı değil, AB üyesi ülkelerin birbirlerine yönelik tutumlarında da yozlaşmaya neden olduğunu göstermiş, ülkeler bu acil ve hayati sorun karşısında sergilemeleri gereken dayanışma ve işbirliğinde geç kalmışlardır. Aşırı sağ görüşlerin kamuoylarında, dolayısıyla da AB üyesi ülkelerde ve AB Parlamentosu'nda gücünün artmasına karşı eldeki en iyi panzehir, yine AB'nin bu krizden bütünleşmeyi artırarak çıkmasıdır. Bir başka deyişle, Birliğin güçlenmesi tüm üye devletler için kurtarıcı ortak çözümlerin üretilmesini de beraberinde getirecek, bu çerçevede aşırı sağ fikirlerin zayıflatılması da Birliğin güçlenerek bütünleşmesini sürdürmesinde büyük önem arz edecektir."KÜRESELLEŞMENİN SONU", "BÖLGESELLEŞMENİN GÜÇLENMESİ" ANLAMINA GELECEKUluslararası ilişkilerde “küreselleşmenin sonu” değerlendirmeleri, aynı zamanda bölgeselleşmenin güçlenmesine de işaret ediyor. Bu bağlamda AB de kendini siyasi ve ahlaki açılardan yeniden tanımlayarak ve hem içeride hem de dışarıda uluslararası ilişkilerin diğer aktörleriyle ilişkilerinde gerekli dönüşümleri gerçekleştirerek, bu krizden çıkmanın yollarını arayacaktır. Nitekim AB'nin Batı Balkanlarla ilgili son kararını, geçtiğimiz günlerde yaptığı toplantıda, kriz ortamında bile revize edebilmesi ve Kuzey Makedonya ile Arnavutluk'a üyelik yolunda bu kez ciddi bir perspektif sunabilmesi, ilerleme gücüne bir örnek teşkil etti. Çözüm arayışında Kovid-19 krizi süresi uzadıkça AB çok zayıflayabilecektir; fakat tam da bu zayıflıktan kurtulmak için, AB Komisyonu'nun son toplantısında aldığı önlem kararları çerçevesinde, Kovid-19 gibi ölümcül krizler karşısında ortak adımlar atacağı mekanizmalar teşkil etme yoluna gidecektir. Halihazırda birçok AB üyesinin ekonomik sorunlarla boğuştuğu bir ortamda, kriz sonrası ekonomik problemler artacak ve devletlerin desteğine daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Özellikle orta ve küçük ölçekli işletmeler bundan etkilenirken, popülist söylemlerin AB bütünleşmesini ve dayanışmasını tehdit etmemesini sağlamak, yine AB değerlerini öne çıkarmakla mümkün olabilecektir. Bu bağlamda, AB yönetimi kadar AB üyesi devletler de Kovid-19 salgınının yol açacağı ekonomik kriz beklentisine yönelik olarak, tarihte görülmediği kadar büyük mali yardım paketleri açıklıyorlar. Gerek Brüksel'in gerekse üye ülke başkentlerinin planladığı bu paketler, AB'nin mali ve ekonomik politikalardaki ortaklığını da doğal olarak destekleyecektir. Kuvvetle muhtemeldir ki uzmanların söylediği gibi, Kovid-19 krizinden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Fakat ne kadar dönüşüm ve değişim geçirse de, dünya tarihinin en temel aktörlerinden olan Avrupa coğrafyası ve AB eskisi gibi yerinde duracaktır. .
Akciğerleri hedef alarak solunum sıkıntısına neden olan koronavirüs ile ilgili Prof. Dr. Ahmet Akgül, yeni tip koronavirüsün Covid-19 kalp yetmezliğine de neden olduğunu söyledi. Abone ol Dünyada etkisini gösteren koronavirüs hızla yayılmaya devam ediyor. Araştırmalar sonucunda akciğerleri hedef alarak solunum sıkıntısına neden olan corona virüsün başka bir organı etkilediği de ortaya çıktı. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kurucu Şefi Prof. Dr. Ahmet Akgül, yeni tip koronavirüsün Covid-19 yalnızca akciğer yetmezliğine değil kalp yetmezliğine de neden olduğunu ifade etti. Hücre zarında kapı bulursa giriyor Prof. Dr. Akgül yaptığı açıklamada, koronavirüsün vücuda girdiği zaman kendini çoğaltmak için hücrelerin içine girmesi gerektiğini, yoksa yaşayamayıp yok olduğunu belirtti. Koronavirüsün hücre içine girmek için hücre zarında bir kapı bulması gerektiğini, bu kapının da Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim 2 ACE2 reseptörü olduğunu aktaran Akgül, bu alıcı olmadığı takdirde hücreyi teğet geçtiğini ve hücrenin temiz kaldığını kaydetti Bu alıcılar hangi hücrelerde bulunuyorsa o hücrelerin hasta olduğuna dikkati çeken Akgül, "Bu alıcılar akciğer, kalp, damarlar ve bağırsaklarda var. O nedenle, koronavirüs akciğeri hasta ettiği gibi kalbi de etkilemektedir." ifadesini kullandı. "Kalp kasının iltihaplanmasına bağlı şikayetler gündemde olacaktır" Prof. Dr. Akgül, şu ana kadar medyada akciğer ile ilgili şikayetlerin üzerinde durulduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu İlerleyen zamanlarda virüsten dolayı kalp kasının iltihaplanmasına bağlı şikayetler gündemde olacaktır. Kovid-19 hastalarının birçoğunda kalp kası harabiyetini gösteren troponin enzimi yükselmektedir. Kalp kasının virüsle etkilenmesine miyokardit denir ve tedavi edilmezse kalp yetmezliğine neden olur. Yani, hastaneye Kovid-19 tanısıyla yatanlar şu anda akciğer tomografisinde düzelme olduğunda evde tedaviye gönderiliyor. Fakat kalpteki durum bazen gözden kaçırılıyor. Oysa biz, troponin yüksek hastalara ekokardiyografi de yapıyoruz. Gerekirse kalp yetmezliği tedavileri de başlıyoruz."
Koronavirüs salgınını fırsata çeviren dolandırıcı hackerlar akılalmaz bir yönteme başvurdu. Aylardır pandemi stresiyle yaşayan vatandaşlar, telefonlarına gelen 'sosyal destek ödemesi' mesajını açınca banka hesaplarının boşaltıldığını gördü ve adliyelere koştu. Dolandırıcı hackerlar, gündeme göre belirleyip seçtikleri yeni yöntemlerle vatandaşları mağdur ediyor. Dolandırıcılar, hedef seçtikleri kişiye Sağlık Bakanlığı'ndan gönderiliyormuş gibi bir mesaj yönlendiriyor. Mesajda "Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanan 3 bin TL sosyal destek ödemenizi almak için hemen başvurun" ifadesi yer alıyor. Mesajı okuyup linki tıkladıklarında vatandaşlar, dolandırıcıların eline düşüyor. Linkin tıklanmasının ardından ekranda "yardım almak için ileri butonuna basın" ifadeleri yer alıyor. Mağdur vatandaş, hackerların talimatlarını yerine getirdiği anda telefon tamamen dolandırıcıların eline geçmiş oluyor. Eğer mağdur vatandaş telefonunda bankacılık işlemlerini yapıyorsa, hackerlar kredi kartı bilgilerini alarak hesabı boşaltıyor. DEFALARCA MESAJ GELDİ Hackerların gönderdiği mesajlarla mağdur olan onlarca vatandaş adliyelerin yolunu tuttu. Dolandırıcıların mağdur ettiği isimlerden biri de 48 yaşındaki kuyumcu oldu. Dolandırıcılara 14 bin 200 lira para kaptıran adliyeye giderek şikayetçi oldu. başından geçen olayları şöyle anlattı "Geçen hafta sonu Sağlık Bakanlığı'nın isminin yazdığı mesaj bana defalarca geldi. Pazartesi günü de gelmeye devam etti. Yaptığım işten dolayı telefon sürekli elimizde oluyor. Bu mesaj geldiğinde bir anlık dalgınlığıma geldi. Linke tıkladım, birden bir sayfa açıldı. Sürekli yardımı almak için 'ileri' tuşu geliyordu. Ekrandan da çıkamadım. Birkaç defa 'ileri' tuşuna tıkladım. Sonra telefonumda bir gariplik olmaya başladı. Telefon yavaşladı. Şüphelendim ama telefonumu ele geçirdikleri aklıma gelmedi. O gün birkaç defa telefon bankacılığına girdim. Ekranda ben farklı bir işlem yaparken önüme kredi kartımın görüntüleri geliyordu. Ama saniyeler içinde oluyordu. Sonra geri eski haline dönüyordu. Sanırım bu sırada hackerlar benim kredi kartı bilgilerimi aldılar." MÜŞTERİ HİZMETLERİNİ ARADIM Sonrasında müşteri hizmetlerini aradığını ifade eden "Bana telefonumda aynı işlemi yapmamı söylediler. Ben tekrar aynı işlemi yaptım. Sonra bana 'sistemde bir sorun görünmüyor' dediler. Salı günü ise bankadan beni aradılar. Kredi kartınızdan 14 bin 200 liralık hareket var dediler. Bana ait olmadığını söyledim. Sonra başımdan geçenleri anlattım. Dolandırıldığımı anladım. Pazartesi günü bankanın müşteri hizmetlerini aradığımı düşünüyordum. Ama doğru yerimi aradım yoksa dolandırıcılar mı konuştum, şüpheye düştüm" diye konuştu. REHBERDE KAYITLI KİŞİLERE DE MESAJ GİTTİ Hürriyet'in haberine göre; Olayın ardından telefonundan rehberdeki yüzlerce kişiye mesaj gittiğini söyleyen "Benim kontrolüm dışında aynı mesaj bütün rehberimdeki kişilere gitmiş. Herkese uyarı mesajları atıyorum, mesajı açmamaları için. Ben mağdur oldum. Başkaları olmasın. Dolandırıcılar hakkında şikayetçi oldum ama karşımda bir kişi yok. Bilmediğim bir kişi hakkında şikayette bulundum. Umarım siber uzmanlar bu olayı çözer" ifadelerini kullandı. BİR UYARI DA KKTC'DEN KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, cep telefonlarına gelen kısa mesajlara itibar edilmemesi uyarısında bulundu. Bakanlığın açıklamasında şöyle denildi "Pandemi destek ödemeleri ile ilgili, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı Sosyal Sigortalar Dairesi'ne ait ile İhtiyat Sandığı Dairesi'ne ait adresli web siteleri dışında başka bir web sitesine itibar edilmemesi, vatandaşlarımızın özellikle kişisel bilgilerini ve hesap numaralarını paylaşmaması rica olunur." DOLANDIRICILIKLARDAN NASIL KORUNABİLİRSİNİZ? Emin olmadığınız ve tanımadığınız kişilerden gelen mesaj ve mailleri açmayın. Lisanslı bir antivirüs programı kullanın. İnternet üzerinden cihazlara yüklenen yazılım, resim gibi içeriklere dikkat edin. Kullandığınız cihaza virüs bulaştığından şüpheleniyorsanız teknik servisten yardım alın. Banka hareketlerini kontrol altında tutun, şüpheli bir durumda bankanız ile temasa geçin. Haberler Güncel Korona dolandırıcılarından akılalmaz yöntem! Bu mesaj gelirse sakın açmayın
ABD’de bulunan George Washington Üniversitesi Hastanesi’ndeki doktorlar, 59 yaşındaki koronavirüs hastasının akciğerlerini 360 derece sanal gerçeklik teknolojisi kullanarak görüntüledi. Hastanın genel olarak sağlıklı, sadece yüksek tansiyonu olduğu belirtilirken, görüntüde, koronavirüsün akciğerlerde yayılması ve verdiği hasar görüldü. 3D akciğer simülasyonunda, sağlıklı akciğer dokularının yarı saydam mavi renklerde, sağlıksız olanların ise yeşil renkli iltihaplı doku şeklinde olduğu görünüyor. Dr. Mortman "Virüs bulaşmış anormal akciğer dokusu ile daha sağlıklı komşu akciğer dokusu arasında keskin bir fark olursa çok çabuk ortaya çıkıyor" dedi.
Yeniasır TV Gündem Hangi belirtilerde 'Acil'e gitmeliyiz? Koronanın belirtileri nelerdir? Giriş Tarihi 1426 ABONE OL Çin'de başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının Türkiye'de de görülmesinin ardından tedbirler artmaya devam ediyor. Dünya genelinde vaka sayısı 198 bini aşarken hayatını kaybedenlerin sayısı da 8 bine yaklaştı. Peki koronavirüsün belirtileri nelerdir? Hangi durumlarda hastaneye gitmek gerekiyor? Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Başar Cander, merak edilen soruları A Haber canlı yayınında yanıtladı.
koronanın akciğere indiği nasıl anlaşılır